KARIŞIK DERLEMELER… HALUK CANGÖKÇE

Perşembe, Temmuz, 2011
452
Ana Sayfa ·Her Telden ·KARIŞIK DERLEMELER… HALUK CANGÖKÇE

DERLER !…
Çok hızlı yaşarsın, yavaş git derler.
Yavaş yaşarsın, ölü gibisin derler.
Orta halli yaşarsın, monotonsun derler.
Gülersin, ne gülüyo bu deli gibi derler.
Ağlarsın, bunalım derler.
Susar dinlersin, dilini mi yuttun derler.
Konuşursun, sus bi artık derler.
Çalışırsın, amele derler.
Yatarsın, beleşçi derler.
Kısacası derler de derler…
İnsanı candan ederler sonra anlarsınki gelmiyor artık geriye geçen günler.
Ona buna kulak vermeye bir son ver, yoksa onun bunun lafına baktı böyle oldu derler.

 VAZGEÇİLMEZLER…
Bir gün bir doktora, “gerginlik ve tedirginlikten” şikâyetçi olan bir hasta gelmiş.
Yapması gereken çok işinin bulunduğunu; fakat kendisinin rahatsız, işlerin ise beklemeye tahammülü olmadığını söylemiş.
Doktor;
“Bu işleri başka biri yapamaz mı?. Ya da bir başkası size yardımcı olamaz mı?” diye sormuş.
Adam;
“Onları yalnız ben yapabilirim; bütün işler bana bakıyor!” diye cevap vermiş.
Doktor;
“Sana bir reçete vereceğim. Bu reçeteyi aynen tatbik etmen gerekiyor! diyerek, yazıp eline vermiş.
Adam reçeteyi eline alıp baktığında, hayretler içinde kalmış.
Reçetede,
“Her gün en az iki saat işi bırakıp yürüyüş yapacaksın ve her haftanın yarım gününü bir mezarlıkta geçireceksin” yazıyormuş.
Hasta adam;
“Yürüyüşü anladık ama; neden mezarlık?” diye sormuş.
Doktor,
“Oraya gidip mezar taşlarına bakmanı istiyorum”.
“Mezarlıklar, kendilerini vazgeçilmez sanan insanlarla doludur”.
“Sen de onlar gibi ölüp mezarlığa gömülünce, kendinden başkasının yapmasına imkân olmadığını zannettiğin işlerin, başkaları tarafından da yapılmaya devam ettiğini göreceksin”, demiş.
Evet, bulundukları noktada kendilerini “vazgeçilmez” gören; halbuki orada, problem çözmek yerine problemin bir parçası olduğunun farkına varmayan insanlar için de, doktorun reçetesi geçerli değil mi?…
VAZGEÇİLMEZ DEĞİLSİNİZ !?

 GENÇLERE ÖĞÜTLER…
Babana riayet et ki oğlunda sana riayet etsin…
Bir işi yapıp yapmamakta kararsızlığa düştüğün vakit, iki şıktan her birinin fayda ve zararlarını iyice sapta, faydası çok zararı az olan şıkkı tercih et…
Bir işe öfkeli ve sinirli iken karar verme. Bekle öfken geçsin. Zira öfke ile kalkan zararla oturur…
Çok konuşma yerinde ve özlü konuş. Kıymet ve tesir çok sözde değil yerinde ve özlü sözdedir…
Dilini tut ve bil ki; Dil yarası bıçak yarasından daha vahimdir…
Kimsenin yüzüne karşı söylemediğini, arkasından söyleme. Ve bil ki; Arkadan konuşma korkaklığın en iğrenç şeklidir…
Yalan söyleme. Yalan söyleyen tutulmak korkusu içinde yaşayan hırsız gibidir…
Bir kimseye söz vermeden evvel iyi düşün. Fakat verdiğin sözden dönme. Sözden dönmek yalacılığın en çirkinidir…
Dost kazanmak için cömert ol. Bil ki hasisin dostu yoktur…
Gençliğinde iyi arkadaş kazan. Yaşlılıkta kazanılan arkadaşlık sağlam olmaz. Zira paslı teneke lehim tutmaz…
En yakın arkadaşlarına bile şakaların zarif olsun. Kaba şakadan hayvan bile hoşlanmaz…
Büyüklere hürmet et. Büyüdüğün zaman sende küçüklerden hürmet görürsün…
Kadınlara hürmet et. Düşün ki, kadınlık insanlığın anasıdır…
Ana-baba ahı alma. Ana-baba ahının zehirini içen kurtulmaz…
Kendine iyilik yapılmasını istersen, başkasına iyilik yap…

YARIN…
“Yarın yazacağım” dedim, yazamadın…
“Yarın yapacağım” dedim, yapamadın…
“Yarın gideceğim” dediğim hiçbir yere gidemedin…
“Yarın ziyaret ederim” dediğin, pek çok tanıdığını son kez göremeden kaybettin…
“Yarın” hiç gelmedi…
Ve yarınlara ertelediğin hiçbir şey gerçekleşmedi.
Hayat içime çöreklendi, kala kaldın!

Çeşitli Makale ve Yazılarım için:
http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”

Araç çubuğuna atla