DİN İNANÇ VE FELSEFE ÜZERİNE KARIŞIK DERLEMELER..

Cuma, Aralık, 2011
666
Ana Sayfa ·Din & İnanç ve Felsefe ·DİN İNANÇ VE FELSEFE ÜZERİNE KARIŞIK DERLEMELER..

 SÖZDE HERKEZ MÜSLÜMAN. ACABA KURAN’A GÖRE VARMI….
Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol…
Yalandan uzak dur…
Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart…
Kibirli olma, alçak gönüllü davran…
Kendini fazla abartma…
Vazgeçilmez olmadığını kabul et…
Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster…
Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme…
Ön yargılarla hayatı kendine zehir etme…
Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın…
Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç…
En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var…
Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma…
Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma…
Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma…
Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme…
İyiliği karşılık beklemeden yap… 
Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş…
Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme…
Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine öfkenin dinmesini bekle…
Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle…
Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma…
Çıkarcı olma. Adil davran…
En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma…
Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla…
Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme…
Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan…
Bencil olma, tebrik etmeyi bil…
Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme…
İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma…
İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma…
Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama…
Merhametli olmaktan asla vazgeçme…
Anne ve babana ”off” bile deme…
Kendini sürekli övmekten uzak dur…
Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma…
Yaşadığın zorluklar karşısında kendini bırakma ve üzülme; hedefe ulaşmak inancını ve azmini korumayı, duygularına hakim olmayı gerektirir…
Heveslerini kendine ilah edinme…
İnanma duygunu diri tut…
Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme…

ONLARI ANLAYIN LÜTFEN…
Onlar da bir gün gerçeği görecekler..
Onların gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar.
Görmek istemeyenden daha kör, duymak istemeyenden daha sağır kim olabilir?..
Onları anlayın lütfen!
Başörtülüleri görüyor, korkuyorlar.
İmam Hatiplerin önünden bile geçerken tüyleri diken diken oluyor.
Cami cemaatinden korkuyorlar.
Ezan duymak bile istemiyorlar.
Hele bir de ölüm denen hadise yok mu?..
Her ölünün arkasında derin bir korku yaşıyorlar.
Onun için mezarlık önünden bile geçmek istemiyorlar..
İmamın önüne konmak ve ahiret günü hesaba çekilmek..
Onları anlayalım lütfen.
Onun için Zincirlikuyu mezarlığının kapısındaki “Her nefis ölümü tadacaktır ve dönüş yalnız O’nadır” ayetinin yazılı olduğu tabeladan rahatsızlık duyuyorlardı.
Onlar mezarlığın hemen karşısındaki Ayyıldız mayolarının mayolu manken resimleri ile lâiklik ve çağdaşlığın meydan okuması ile teselli buluyorlar..
Aslında kaderlerine razı olup sussalar, susmak bile onlar için bu yaranın, korkunun derinleşmemesi için bir fırsat olabilir.
Özür dileseler, bu vicdan zonklamasından kurtulabilirler aslında.
Ama kendileri bilir..

ÖLÜM HERKESİ EŞİTLER!…
Zaman zaman unutulan gerçek şu: Ölümün herkesi eşitleyici bir özelliği var; sadece ölen için değil arkada bıraktıkları için de…
Sonuçta toprağa giren, cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, general veya o makamlarda bulunan kişilerin annesi-babası-oğlu değil, sadece bir insan…
Toprakla üzeri örtüldüğünde sonraki günlerini etrafındaki diğer kabirlerde yatanlarla başbaşa geçirecek olan bir insan cesedi hatta…
Mezar taşlarının üstünde genellikle ‘Hüvel-bâki’ yazısı bulunur.
Bazen Arapçasıyla birlikte gördüğümüz bu ifadenin ne olduğunu bilenimiz pek azdır… ‘
Hüvel-bâki’, oradan geçen herkese, “Hepiniz fânisiniz; kalıcı olan, ölmeyen, yalnızca O’dur” hatırlatmasıdır halbuki…
Herkes sonunda ölüm gerçeğiyle yüzleşecek, buna hiç kuşku yok; bunu en kibar biçimde, Yaradan’ın ebedi olan varlığı üzerinden ifade etmenin yolunu eskiler böyle bulmuşlar…
Zincirlikuyu Kabristanı giriş kapısı üzerine kazılı “Her nefis ölümü tadacaktır” âyetinin de özetidir ‘Hüvel-bâki’ yazısı…
Ölümden sonra aslında geride kalanlar sınanır.
Allah ölenlere rahmet eylesin…

“ÖLÜM” ÜZERİNE SÖYLENMİŞ GÜZEL SÖZLER…
Öldükten sonra unutulmak istemiyorsanız; ya okumaya değer şeyler yazın ya da yazılmaya değer şeyler yapın…
Ölüm hayatta büyük kayıp değildir. Asıl büyük kayıp, yaşarken içimizde ölenlerdir…
Ölüm sadece sonun başlangıcıdır…
Ölmek felâket değildir Asıl felâket, öldükten sonra başa gelecekleri bilmemektir…

 

Çeşitli Makale ve Yazılarım için:
http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”

Araç çubuğuna atla