GÜNDEM ÇORBASI (17. OCAK. 2012)…

Salı, Ocak, 2012
479
Ana Sayfa ·Güncel Forum ·GÜNDEM ÇORBASI (17. OCAK. 2012)…

HALİ PÜRMELALİMİZ !…
72 milyon insanın yaşadığı kocaman bir ülkede yaklaşık 4 milyon gazete satılıyor?
Halkın büyük çoğunluğu gazetecilere inanmıyor, güvenmiyor ve sevmiyor.
Gazete ve TV’ler ‘öteki’ veya ‘yandaş’ diye bölündü.
Hepsinde aynı haberler var.
Yorumlar objektif değil, tribünlere oynanıyor.
Popülizm son noktada.
Çoğu, sanki gazeteci değil de fanatik taraftar, partizan-militan gibi.
Gazetecilik değil gizli politika yapılıyor, ideoloji reklamları yapılıyor.
Vizyon sahibi olması gereken gazeteciler üç metre önünü göremiyor.
Farklı düşünenlere düşman gibi bakılıyor. Düşüncelerine saygı duymak yerine gözünü oymak için fırsat kollanıyor.
TV’lerde izlenecek program bulunamıyor.
Kanaat önderi diye ekrana çıkarılan kişiler(!) özel seçiliyor.
Halka yanlış bilgiler iletiyor, kafa karıştırıyor. Nedense hep bağırıp çağıranlar baş tacı ediliyor.
O halde birileri şapkalarını önlerine koyup, daha ciddi düşünmek zorunda.
Tabii ülkesini ve çocuklarını seviyorsa..
***
“DÜŞENİN DOSTU OLMAZ”…
Kolay değil, bir zamanlar memleketi tir tir titreceksin, milletin silahıyla milletin devletini çar çur edeceksin, milletin çocuklarını har vurup harman savuracaksın ve sonra bu durumlara düşeceksin.
Demek ki güç silahta ve emir verip emir almakta değilmiş. Güç; milletin sinesinde imiş, milletin duygularında, düşüncelerinde ve tabii daha da önemlisi; inancında, değer yargılarında, kutsallarındaymış.
Ee ne demiş atalarımız;
-“Bu dünya etme bulma dünyası, eden mutlak bulacaktır. Hatta bu dünyada bulduğuyla kalmayacak, bir de öbür âlemde hesabı sorulacaktır.”
“Öbür âlemde sorulacaktır,” kısmına inansalardı zaten ne darbe yaparlar ne de bu hallere düşerlerdi. Geçelim.
Ee ne demiş atalarımız;
-“Ne oldum demeyeceksin, ne olacağım diyeceksin.”
Yarım asırdır bu topraklarda yaşamaktayım, daha şimdiye kadar; “Ne oldum” diyenlerin hâlâ “ne olduklarını” göremedim ama “ne olmadıklarını” gördüm.
Neyse tüm dünya insanlığının ortak bir değer yargısı vardır. Denilir ki;
-“Hele bir düşmeye gör, düşenin dostu olmaz.”
***
BU MİLLETİN ÜÇ KUTSALI VARDIR, “VATAN, MİLLET VE DİN”…
“Bugüne kadar meydana gelen; ihtilallerle, muhtıralarla, post modern darbelerle ülkemiz ve halkımız ne kazandı?”
“Darbeci zihniyetlere hazinenin kapısını açmaktan, imtiyazlarını artırmaktan, ‘üstseçkin’ bir sınıf meydana getirip, ithalattan ihracata ve büyük devlet ihalelerine kadar, belli bir kesimi zengin etmekten başka ne işe yaradı?”
“Siyasete ve demokrasiye ne kattı?”
“Ne oldu?”
Halka rağmen, millete rağmen, devlet idare edildi mi?
Keşke millete “efelik” yapanlar şunu gerçeği hesap edebilselerdi.
Bu topraklar üzerinde yaşamak ve yaşayanları yerinden yurdundan edip; ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmamak başka şeydir.
Bu toprakları işlemek; dağına taşına, ovasına, ırmağına, sahip çıkmak, bu uğurda canını vermek, şehit olmak, romanıyla, hikayesiyle, şiiriyle sevmek başka şeydir.
Bu milletin üç kutsalı vardır efendiler; “Vatan, millet ve din.”
Eğer darbeci zihniyetliler ve onların arkasındakiler, bu üç kutsala halk gibi sahip çıksalardı, bugün Türkiye güllük gülistanlık olur ve bugünleri yaşamazlardı.
***
BUGÜNE KADAR BÖYLE OLDU !…
“Biz istediğimizi yaparız, gereken ortamı da oluşturduk mu, kimse bizim üzerimize gitmez” dediler..
Bugüne kadar da böyle oldu…
Olmadı mı?
Uğur Mumcu öldürüldü, cinayeti yıktılar birilerinin üzerine.
Abdi İpekçi öldürdüler, cinayeti yıktılar birilerinin üzerine.
Maraş’ta, Çorum’da katliamlar yaptılar, yine aynı..
Yani bu ülkenin geride kalan onlarca yılında yapılan planlar öylesine müthiş işlendi ki, ince ince dokumaya nakış nakış işlemeye gerek duymadılar bir plan yaparken.
Muhsin Yazıcıoğlu’nu öldürdüler mesela, helikopterin üzerine “biz cinayet işledik” yazmadıkları kaldı..
Danıştay Baskını meselesi de aynıdır.
Islak imzalı belgeler çıktı, kağıt parçası dediler..
Lav silahına, boru dediler!…
Harp gemisinin tabanına sakladıkları darbe planları ortaya çıkınca, polis koymuştur dediler!..
Cuntacılar, elli senedir hesap vermiyor ve yaptıkları yanlarına kâr kalıyordu.
Artık onlar için yolun sonuna gelindi.
Onlar gitmeden, ve cuntacılardan hesap sorulmadan Türkiye düzlüğe çıkamaz…
***
GÜNÜN SÖZÜ !…
Türkiye medyasının ana problemi, hürriyet yokluğu değildir, ahlak ve karakterdir.
Hangi kesime mensup olurlarsa olsunlar yağcıları, yalakaları, meddahları, dalkavukları, haksızlıklar karşısında şeytan-ı ahres gibi susanları lanetliyorum..
***
BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ ?…
* İsmet Paşa’nın kulaklarının ağır işittiğini. Necip Fazıl’ın, Büyük Doğu dergisinin kapağına kocaman bir kulak resmi koyduğu ve “Başımıza kulak istiyoruz” diye yazdığı için apar topar tutuklandığını!…
* Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya, Damat Ferit Paşa hükümetinin kararı ve Padişah’ın tasdikinden geçmiş emirle ve fevkalade yetkilerle donatılarak, Vatanı kurtarmak! için İngiliz Vizesiyle Samsuna gönderildiğini; Paşa’nın, yola çıkmadan önce Padişah Vahidetdin tarafından kabul edildiğini; M. Kemal Paşa’nın ve kalabalık maiyeti’nin (23 subay ve üstsubay ile 5 çavuş, 3 onbaşı, 17 er-toplam 48 kişi) İstanbul’dan Samsun’a bu görev için özel olarak tahsis edilmiş olan Bandırma vapuru ile 16 Mayıs’ta hareket ettiğini. Vapurda ayrıca 1 binek otomobili ve üç binek atının olduğunu….
* 1923–1931 yılları arası, sırf İslami düşünüş ve yaşayışlarından dolayı, (tabii ki topluca öldürülenler ve kurşuna dizilenler hariç) darağaçlarında 10 binin üzerinde
kişinin idam edildiğini…
* İsmet İnönü’nün Osmanlı arşivlerini, hurda kağıt diye Bulgaristan’a sattığını…
* İsmet Paşa’nın, 29 ekim 1973 tarihli milliyet gazatesine, Kurtuluş Savaşı için verdiği yorumda, “istiklal mücadelesinin başarısı da esasında ingilizlerin buna karar vermesi ve diğer müttefikleri de bunu kabule mecbur etmesiyle mümkün olmuştur” dediğini…
* Cumhuriyet’in ilk yıllarında fazilet ve üstünlüğünden bahsedilen Türk müziğinin yasaklanıp, yerine batı müziğinin getirildiğini. Bu ülkede yıllarca, radyodan Türk müziği çalındığını…BİLİYORMUYDUNUZ ?…
***
BİR SORU !….
* Acaba biz, arşivleri açacak yüzümüz olmadığımız için mi yoksa bir şeylerden korktuğumuz için mi açamıyoruz ?
***
17 OCAK’DA DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE YAŞANAN OLAYLAR…HAZIRLAYAN: HALUK CANGÖKÇE

BUGÜN (17 Ocak 2012)
17 Ocak Gregorian takvimine göre yılın 17. günüdür. Sonraki sene için 348 gün var ( Artık yıllarda 349).

17 OCAK’DA DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE NELER OLDU ?…

1851 – Şirket-i Hayriye kuruldu
1875 – Fransız Mühendis E.Henri Gavand’ın hazırladığı proje doğrultusunda 1871’de inşaatına başlanan Karaköy’ü  Beyoğluna bağlayacak tünel 17 Ocak 1875’te açıldı. Tünelin genişliği 6.6 m yüksekliği 4.6 m ve uzunluğu 573 m idi. İlk zamanlar şeyhülislam yeraltından giden arabalarda insan taşınamayacağına dair verdiği fetvadan dolayı sadece hayvan ve eşya taşınmasında kullanılmıştı. Daha sonra herhangi bir tehlike olmadığı görülünce yolcu taşınmasına da izin verilmiştir.
Tünel dünyanın en eski ikinci ve en küçük metrosuydu.
1909 – Fenerbahçe ile Galatasaray ilk kez karşılaştı; FB:0, GS:2
1916 – Atatürk’e, Anafartalar Grubu Komutanlığı dönemindeki üstün başarıları nedeniyle “Muharebe Altın Liyakat Madalyası” verildi.
1917 – ABD, Virgin Adaları karşılığında Danimarka’ya 25 milyon dolar ödedi.
1921 – Büyük Millet Meclisi, Çerkez Ethem hakkında bir bildiri yayınladı.
1942 – Ankara’da ekmek karneye bağlandı.
1944 – Monte Cassino Savaşı: II. Dünya Savaşı’nın en uzun ve kanlı çarpışmalarından biri başladı.
1945 – SSCB ve Polonya birlikleri Varşova’ya girdi.
1964 – Londra Konferansı’nda Kıbrıs Türk toplumunu temsil eden Rauf Denktaş konuştu. Rauf Denktaş, federal yönetime gidilmezse, ayrı bir hükümet kuracaklarını açıkladı.
1966 – ABD Hava Kuvvetlerine ait bir B-52 bombardıman uçağı, İspanya üzerinde bir yakıt tanker uçağı ile yakıt ikmali sırasında 17 Ocak 1966tarihinde çarpıştı ve dört hidrojen bombasını İspanya’nın Palomares köyü yakınlarına düşürdü. Palomares olayı denilen bu olayda ispanya’nın Polamares köyü çevresinde radyoaktif kirlilik oluştu. Kaybolan hidrojen bombalarından birisi ancak iki ay sonra bulunabildi.
1971 – Ortadoğu Teknik Üniversitesi Rektörü Erdal İnönü’nün evinin önüne dinamit atıldı.
1978 – Ecevit Hükümeti, 218 ret oyuna karşı 229 oyla güvenoyu aldı. Böylece, CHP, CGP, DP ve Bağımsızlardan kurulu kabine, Cumhuriyet tarihinin 42’nci hükümeti olarak resmen göreve başladı.
1984 – Dolandırıcılıktan yargılanan Abidin Cevher Özden (Banker Kastelli) beraat etti.
1987 – Bülent Ecevit, Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı davranmaktan 11 ay 20 gün hapse mahkûm edildi. 12 Eylül darbesinden sonra Bülent Ecevit hakkında 80, Süleyman Demirel hakkında 55 dava açılmıştı.
1990 – Yazar Aziz Nesin, kendisine “vatan haini” dediği gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Kenan Evren aleyhine tazminat davası açtı.
1991 – Irak devlet başkanı Saddam Hüseyin Kuveyt’i işgal etti. Böylece dünya petrol rezervinin %20’si Irak’ın kontrolüne geçmişti. Birleşmiş milletler Güvenlik Konseyi Irak’dan derhal bu işgale son vermesini aksi durumda kuvvet kullanılacağını bildirdi. Birleşmiş Milletler’in, Irak’a Kuveyt’ten çekilmesi için tanıdığı sürenin dolmasından hemen sonra Amerika “Çöl Fırtınası” harekatını başlattı. Koalisyon güçlerine ait savaş uçakları 16-17 Ocak 1991 gecesi Irak’a karşı büyük bir hava harekatı başlattı. Böylece körfez savaşı başlamış oldu. Müttefik uçaklarının Irak ve Kuveyt’teki hedefleri vurmalarıyla başladı. Irak, misilleme olarak İsrail’e 8 adet Scud füzesi yolladı.
1994 – 21 Ocak’ta fırlatılması planlanan ilk Türk uydusu Türksat 1A’yı taşıyacak Arien füzesi arızalandı. Fırlatma işlemi 10 gün ertelendi.
1995 – Japonya’nın Osaka-Kobe bölgesinde 7,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi: Depremde büyük miktarda maddi hasar meydana gelirken altı bin beş yüz kişi de hayatını kaybetti. Depremlere karşı teknolojisini kullanarak hazır olmaya çalışan Japonya yaşadığı bu deprem karşısında çaresiz kaldı.
2000 – İstanbul’da son 1.5 ay içinde kaçırılan 7 işadamını arayan polis, Kavacık’ta bir villaya operasyon düzenledi. Çıkan silahlı çatışmada, terör örgütü Hizbullah’ın elebaşı Hüseyin Velioğlu, ölü olarak ele geçirildi. Örgütün askeri kanat sorumlusu olduğu bildirilen Cemal Aydın ve İstanbul sorumlusu olduğu belirtilen Edip Gümüş ve çok sayıda Hizbullah mensubu yakalandı. Operasyondan sonra evde yapılan aramada, kaçırılan işadamlarına ait isim, adres ve istihbarat bilgilerinin yer aldığı dokümanlar bulundu. Mezar evler ortaya çıkarıldı. Ele geçirilenler arasında, Mehmet Sümbül’ün iple boğularak öldürülme görüntülerinin yer aldığı video kaset ile Konca Kuriş’in sorgu kaseti de bulunuyordu. Çatışma yaklaşık dört buçuk saat sürmüş ve canlı olarak yayınlanmıştı.
2001 Konya 3. Ana Jet Üs 131. Filo Komutanlığı’na bağlı bir F-4 Fantom uçağı, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesi yakınlarında düştü. Uçağın pilotları Yüzbaşı Tacettin Tüfekçi ile Üsteğmen Oğuz Mustafa Önder şehit oldu.
2001 – Çin’in ilk insanlı uzay uçuşuna hazırlık amacıyla uzaya gönderdiği Şenzu 2 isimli kapsül, yörüngede 7 gün kaldıktan sonra başarılı bir şekilde dünyaya döndü.
2002 – Kongo Nyiragongo Yanardağı patladı. Olayda 100 kişi öldü..
***
Hayat susarak güzel olsaydı, ağzımı bağlar ölünceye kadar susardım.
Hayatta konuşarak mutlu olsaydık mutluluktan bıkana kadar konuşurdum ama hayat öyle bişey ki;
Sustuğunda konuşmadın diye pişman eder, konuştuğunda ise susmadın diye kahreder…(Haluk Cangökçe)

Eğer söylenecek sözünüz varsa ekleyin..
Eğer söylenecek sözünüz yoksa sözleri okuyun..
Okumaya da zamanım yok diyorsanız..
O zaman PAYLAŞ ın birileri mutlaka okur…HALUK CANGÖKÇE

Çeşitli Makale ve Yazılarım için:
http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”

Araç çubuğuna atla