GÜNDEM ÇORBASI!…(24 KASIM 2011)

455
Ana Sayfa ·Köşe Yazılarından Alıntılar ·GÜNDEM ÇORBASI!…(24 KASIM 2011)

DERSİMİ YAPAN ANLAYIŞ HER ŞEYİ YAPAR!…
Dersim’de gerçekleşen açıkça bir insanlık suçudur.
Çünkü ortada propagandası yapıldığı gibi büyük bir isyan yoktur. İsyan, katliamı kılıfına uydurmak için yaratılmış bir yalandır.
Bugün bile CHP’nin sahip çıktığı, okullarda okutulmaya devam eden bir yalan.
Devletiniz sizi hem öldürdü, hem de yalanlarla büyüttü.
Bugün çok kızdığımız Beşar Esad’ın Suriye’de yaptıkları Dersim’le kıyaslanamaz bile.
Aslında Dersim bir halkın kökünü kurutmak amacıyla yapılmıştır.
Kocaları dağa çıkmak zorunda kaldığı için mağaralara sığınan kadınlar ve çocuklar, ya bu mağaraların ağzına briket örülerek veya mağaralarda dumanla boğularak vahşice öldürülmüştür, bu muameleden kurtulanlar ise süngü ucunda can vermiştir.
Tek tip insan yaratma çabasının akıl ve insanlık dışı bir uygulamasıdır ve ısrarla üstü örtülmüş, halktan gizlenmiştir.
Tek Parti ve Tek Adam dönemi anlayışı işkence, katliam, idam gibi uygulamalarını 2000’li yıllara kadar pervasızca sürdürmüştür.
Başbakan’ın sadece bir bölümünü açıkladığı Dersim Raporu aslında bir insanlık suçu itirafnamesidir.
14 bine yakın ölüden bahsediliyor bu raporda.
14 bin çocuk, kadın, yaşlı, genç ve erkek.
İnsanlık suçları zamanaşımına uğramaz ve uğramamalıdır.
Bir yürekli savcı çıkıp o dönemin sorumlularından yargı önünde hesap sormalı ve tarih önünde mahkum edilmelerini sağlamalıdır ki, kimse bu topraklarda bir daha katliam planı yapmasın.
‘’Allah Allah diye bağıran ordu, cami bombalar mı?’’ diye soruyordu bir general.
Savunmasız insanları fare gibi zehirleyen polisler değildi herhalde.
Dersim’i yapan anlayış her şeyi yapar…

CHP’’NİN TEPKİSİ!….
CHP’li Gürsel Tekin, Başbakan Erdoğan’ın Dersim özürüne tepki göstermiş.
Başka bir şey yapsa şaşırırdım.
‘’Tarihimizi öğrendik’’ demiş Tekin.
Aslında meraklısı bulup öğreniyordu, şimdi tüm Türkiye öğrendi.
Tarihimiz sadece kahramanlık ve başarı öyküleriyle dolu değildir, içinde böylesi utanç sayfaları vardır ve bir daha tekrar etmemesi için bunların da bilinmesi gerekir.
Tekin’in tavrı, hep yazdığım bir iddiamı hatırlattı bana; Bu zihniyet Alman olsa, Nazilere de sahip çıkardı.

“ARŞİVLERİ AÇACAKSIN!”
Arşivlerin hep açık olduğunu sağır sultan bile biliyor bir tek KılıçDAROĞLU bilmiyor…Ama onun DA özrü var!….Zira,”ONUN ADI KEMAL”…
Yahu arşivlere ne gerek var ki….Gir Google’ye gör CHP’nin tüm iğrençlikleri…Yok Google’de seni kesmiyorsa, olup biteni CHPnin vekili Aygün zaten yazmış…İste ondan belgeleri gör gerçekleri..CHP’liler bu “adamı” çok aradınız mı partinize lider yapmak için?…

“SİZ MAZOŞİST”MİSİNİZ”
Benim anlayamadığım, içinden bir türlü çıkamadığım “çelişki” şu:
“Aleviler ve Kürtler, Dersim’de bir CHP kıyımına, bir CHP katliamına maruz kaldıkları halde, niye hâlâ CHP’ye oy veriyorlar?”
Aleviler mazoşist mi ki, hâlâ kendi cellatları CHP’ye oy veriyor?
Merak ediyorum;
Bütün Aleviler, birer “Mazoşist” midir ki, kendilerini “katleden”, sağ kalanları mağaralarda “fare zehirler gibi” zehirleyen, binlerce kişiyi Dersim’den “sürgün” eden bu “sadist”ler birer CHP’li olduğu halde, hâlâ onlara oy veriyorlar, hâlâ onlara sevdalılar?..
Bunun tek izahı, “mazoşizm” olsa gerek…
(Bilmeyenler için; “Mazoşizm” şudur: “Kendisine acı verilmesinden, eziyet edilmesinden büyük haz alma duygusu!”)
“Sadist ruhlu” kişiler tarafından “dövülmek”ten, “aşağılanmak”tan, “horlanmak”tan, “köle gibi kullanılmak”tan ve “işkence”ye uğramaktan büyük bir haz duyarlar ve hatta “işkencecisine aşık” olurlar!..

BALATAYI İYİCE SIYIRMIŞ!…
Bakın, “Dersim Alevileri”nin oylarıyla seçilen Kamer Genç ne demiş:
“Dersim olaylarına katılan kişiler arasında, Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül’ün akrabaları var mı, yok mu?”
El insaf!..
Adam; “Sünnetsiz ve Alkolik!..” olduğu yönündeki iddialardan sonra; “denge”yi iyice kaybetmiş, “balatayı iyice sıyırmış” olmalı ki; Dersim katliamının altında “Erdoğan ve Gül’ün akrabaları” bulunduğunu söylüyor!..

ÖRTÜLÜ BEDELLİ!…
Bedelliye çok kızmanın gereği yok. Zaten bu topraklarda adı konulmayan bir bedelli uygulaması vardı.
Bedeli kışlaya alınan bir televizyon, komutana ziyafetler gibi ödenirdi, hala da ödenir.
Onun için bütün şehit cenazeleri yoksul mahalle camilerinden kalkar.
Bedelini ödeyen, kapağı rahat bir orduevi veya karargaha atmayı başarır.
Son uygulamayla hiç olmazsa bu bedel doğrudan devletin kasasına gidecek.
Zaten var olan bir eşitsizlik daha adil bir uygulama biçimi bulacak….

 

Çeşitli Makale ve Yazılarım için:
http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”

Araç çubuğuna atla