“ŞEHİR ŞEHİR KARADENİZ VE YAYLALAR TURU” HİKAYESİ…(2. GÜN)

Cuma, Eylül, 2011
560
Ana Sayfa ·Hikayeler ·“ŞEHİR ŞEHİR KARADENİZ VE YAYLALAR TURU” HİKAYESİ…(2. GÜN)

Gezimizin 2. gün programı şöyle…

2.Gün: SAMSUN-TERME-BANDIRMA-FATSA-ORDU-YASON-BOZTEPE: Sabah kahvaltımızın ardından Samsun’a hareket. Samsun’da ilk adım Anıtı, Bandırma Vapuru, görüldükten sonra termede öğle yemeği sonrasında Ordu’ya hareket. Yason Burnunu gezileri sonrası Perşembe ilçesini takiben Ordu’ya varış Ordu Boztepeden muhteşem ordu manzarasını izledikten sonra Otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde

———————————————————————————————

*SAMSUN “İLK ADIM ANITI”…
İlk İlkadım Anıtı 19 Mayıs 1919’de Atatürk’ün Samsun’a ilk ayak bastığı yerde 19 Mayıs 1969 yılında yapılmış.
Anıtın öndeki üçlü figürü, Atatürk ve beraberindekilerin Samsun’a, Bandırma Vapurundan inerek kıyıya ilk ayak basışlarını simgelerken Kurtuluş Mücadelesinin buradan başlatıldığını ifade etmekte..
“İlk Adım” anıtı. Mustafa Kemal’in Milli Mücadeleyi başlatan ve bir ülkenin kaderini değiştirecek olan, Samsun şehrine ilk adımını temsil ediyor bu anıt. Meydanda Atatürk’ün Samsun halkıyla ilgili görüşlerinin yazılı olduğu tabelalar var.

*SAMSUN “BANDIRMA VAPURU”..
Samsun’da özgün bir örneğinin eksikliği hissedilerek, aslına uygun ölçülerde yapımılmış. İçerisindeki heykeller gerçeğe çok benzemekte.
Geminin boyu 47.70 m, genişliği 6.83 mt, yüksekliği 4.27 mt.
Mustafa Kemal’i Samsun’a getiren vapurun adı Bandırma. Bu gün Samsun’da bizi karşılayan Bandırma Vapuru maket. Gerçek Bandırma Vapuru jilet fabrikasına satılıp jilet yapılmış. Tarihimize pek çok kahramanlık getiren ve hatırası olan Yavuz, Nusrat, Mahmudiye gibi gemilerimizin sonu Bandırma Vapuru gibi hazindir. Bu gün ada vapuru Paşabahçe yıllardan yorgun düşüp yerini Koç Müzesi’nde aldı ama gözbebeğimiz Bandırma, Nusrat, Yavuz, Mahmudiye, Muavenet-i milliye torpidosu onun kadar şanslı olamadı malesef..

“HAZİNEDAROĞLU KONAĞI”…(Bolaman Haznedaroğlu Konağı Restaurant)
Fatsa/Ordu yolu üzerinde, Küçük bir balıkçı koyu olan Bolaman’da tarihi kalenin taşları üzerinde yükselen ahşap bir konak…Yöresel tatların sunulduğu harika bir restoran olarak hizmet veriyor.
Haznedaroğlu Konağı oldukça özel bir yapı. Girişte bulunan holden yukarı kata çıkıldığında yine bir holün çevresinde konumlandırılmış 4 ayrı oda farklı isimlerle hizmete konulmuşlar. Restoranın “paşa salonu” olarak adlandırılan kısmı, ailenin kullanımındayken içinde sedirler de bulunan ikinci mutfağıymış. Bunun haricinde, sultan salonu, sadrazam salonu ve vezir salonu olarak adlandırılmış özel bölümler bulunuyor. Restorasyon sırasında konağın orijinalinin bozulmamasına özen gösterilmiş. Kapıların üzerindeki talik yazılardan birinde “Lütfü hakkın gösterişinin cevabıdır bu” bulunuyor. Birisinde de “El fettah” yazılmış. İç dekorasyonu da konağa yakışır malzemelerle yapılmış. Altın varaklı, oymalı eşyalar, görkemli vazolar ve bir konağa yakışır diğer objeler gözü yormayacak şekilde kullanılmışlar…

Yolumuza  devam ediyoruz biraz sonra Yason yarım adasında olacağız açıkçası merak ediyorum yeni yerler görmek  bir şeyleri keşfetmek beni heyecanlandırıyor.

*YASON BURNU”…
Ordu ilinin Karadenizdeki kıyısı yaklaşık 100 Km. Samsundan itibaren başlayan kıyı yolu muhteşem. Ordunun kıyılarından ilerlerken bilhassa Perşembe Yarımadasında, gözlerinizi denize diklemesine inen yoğun yeşille kucaklaşan denizden alamıyorsunuz..Her dönemeçte karşınıza yeni bir şirin köy çıkacağına emin olabilirsiniz. Birine doyamadan diğerine geçmiş bulunacaksınız..Fatsadan sonra Yason burnuna geliyorsunuz. Burada Yason burnuna özelliğini veren Yason Kilisesi hemen kıyıya yakın yer alıyor..Burnun hemen ucunda da deniz feneri..
Yason burnu, küçük ama güzel bir doğal görünüme sahip bir yarımada..Karadeniz’e uzanan bıçak gibi adeta!..
Burunun alt tarafında ‘Panaya’ adında eski manastır/kilise var. Adı adı “Jason’s Church”muş..Bu kilise, 1868’de yörede yaşayan Rumlar tarafından yaptırılmış. Yason burnu üzerindeki  bu Rum kilisesi, Karadeniz bölgesinde deniz kenarında olan tek kilise.  M.S. III. yüz yılda Hıristiyanlar, Giresun’da İsa’nın doğumunu kutladıktan sonra buraya gelerek ‘Işıklar Bayramına’ katılırlarmış. Yarım ada üzerinde bulunan kilise yakın zaman önce Ordu Turizm Müdürlüğü tarafından restore  edilmiş ve hala ayakta kalmayı başarmıştır.
Yarım ada üzerinde inşaat yapmak yasak olduğu için hiç beton girmemiş..Yarım ada üzerinde bir  adette ahşap binaya sahip restaurant/çay bahçesi bulunmakta. Çay içerken konuştuğum tesisin sahibi buraya, Su sporları ve dalgıçlık için çok sayıda turistin geldiğini ve ayrıca define aramaya meraklı yöre halkının da burada birçok kez denemeler yaptığını söyledi. Ayrıca bu şirin yarımada, yılda 320 gün, güneşin doğuş ve batışını seyir imkânı veriyormuş…

“ORDU BOZTEPE”…
Ordu’nun vazgeçilmez adreslerinden birisi..Manzarası insanı büyülüyor. Boztepe’ye. Tırmanma sürdükçe Ordu’nun muhteşem manzarası içinizde ki doğa tutkusunu tetiklemeye başlıyor. 3-4 km kadar tırmandıktan sonra sizleri bekleyen büyülü bir manzara buluyorsunuz. Buradan, Ordu’nun her bir noktasını kuş bakışı olarak görebiliyor ve karşınızdaki uçsuz bucaksız denizi seyrediyorsunuz..Limandan Ordu’nun ta diğer ucuna kadar inceliyorum. Şehrin tam ortasında Ordu Spor’un stadyumu var..
Boztepeye isterseniz teleferikle çıkabilirsiniz..Yolunuz Ordu ilinden geçerse mutlaka uğrayıp en azından bu manzara karşısında bir şeyler içip yolunuza öyle devam edin.

*”GİRESUN KALESİ”…
Giresun, doğal güzellikleri bakımından Karadeniz Bölgesi’nin önemli merkezlerinden birisi..
Giresun Kalesi Giresun’u ikiye bölen yarım adanın en yüksek yerinde, şehre hakim volkanik kayalık üzerinde..
Giresun’un kuzey kısmında kalan tepe üzerinde kurulu olan kale tüm Giresun’a hâkim bir nokta…Giresun kalesi Giresun ilimizi adeta ortadan ikiye bölmüş.
Bir tarafınızda Giresun Limanı, karşınızda Giresun adası ve muhteşem şehir manzarası ile Giresun kalesi eşsiz bir gezi rotası olarak karşımıza çıkıyor.
Yolunuz Giresun’a düştü ise eğer mutlaka Giresun kalesine çıkın ve etrafa bir bakın. Tarihi açıdan çok önemli bir yer olduğu muhakkak fakat doğal güzelliği açısından da Giresun kalesi eşsiz bir yer.
1300’lü yıllarda Giresun kalesi Trabzon Rum İmparatorluğu’nun Türklere karşı en son sınır kalelerinden birisi olmuş..
Kurtuluş Savaşı’nda büyük yararlılıkları görülen Yarbay Topal Osman’ın mezarı kalenin altında liman kısmında bulunmakta..

ŞEHİR ŞEHİR KARADENİZ VE YAYLALAR  (2.GÜN) ………RESİMLER
http://www.facebook.com/media/set/?set=a.10150286300167842.341877.787072841

“ŞEHİR ŞEHİR KARADENİZ VE YAYLALAR TURU”  HİKAYESİ DEVAM EDECEK…

Çeşitli Makale ve Yazılarım için:
http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”

Araç çubuğuna atla