“ŞEHİR ŞEHİR KARADENİZ VE YAYLALAR” TURU HİKAYESİ…(4 GÜN)

Pazartesi, Eylül, 2011

530

Ana Sayfa ·Hikayeler ·“ŞEHİR ŞEHİR KARADENİZ VE YAYLALAR” TURU HİKAYESİ…(4 GÜN)

“ŞEHİR ŞEHİR KARADENİZ VE YAYLALAR” TURU HİKAYESİ…(4 GÜN)
4.Gün: Programımız şöye…ÇAYELİ-HOPA-SARP-BORÇKA-KARAGÖL: Sabah kahvaltımızın ardından Ulu Önder Atatürk`ün vasiyetinin bir kısmını yazdığı Atatürk Köşkü `nü ziyaret ve sonra yol üzerinde geleneksel tahta tezgâhlarda dokunan bir Rize Bezi Fabrika Satış Mağazası`nda alışveriş imkânı. Sürmene’de ünlü Sürmene bıçakları hakkında bilgilendirme ve alışveriş ve Arhavi, Hopa üzerinden hareketle Sarp Sınır Kapısının görülmesi. Buradan Borçka’ya hareket Minibüslerle Karagöl’e hareket. Göl etrafında yürüyüş ve fotoğraf çekimi Borçka’ya hareket. Borçka’da bekleyen aracımızla otelimize hareket. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.
————————————————————————————————————————————————
“ATATÜRK KÖŞKÜ”…
Trabzon’un Soğuksu tepesinde(merkezden 8 km) çam ağaçlarıyla çevrili bir bahçe içerisinde yer alıyor. Art Nouveu tarzındaki zarif konak kentin ileri gelenlerinden Konstantin Kapogiannidis için yapılmış..
Yapının inşaatı 1903 yılında tamamlanmış. Avrupa mimari tarzında inşa edilen köşk bodrum katıyla beraber 4 katlı taş bir bina…
Cephe özellikleri ve mekan düzenlenmesi modern. İç bölmelerde tuğla malzeme kullanılmış.. Ahşap doğramaların işçliği iyi. İç tesisatında o zaman için yeni sayılabilecek kalorifer, lavabo, ve banyo gibi tesisat kullanılmış.. Döşemeler karo mozaik, tavanlar ampir tarzda alçı süslemeli . İçerisinde orjinal Çin, Japon ve Austurya vazoları, o zaman son derece modern bir müzik dolabı, Osmanlı usulü sedef kakmalı sehpa, Avrupadan getirilmiş mobilyalar, heykeller v.s bulunmakta…
Sahibi ailesiyle birlikte mübadele zamanı (1923) Yunanistan’a gitmiş..1923 den sonra hazineye kalmış.
Atatürk ilk kez 15-17 Eylül 1924 tarihinde Trabzon’u ziyaretinde Belediye ve Genel müfettişliğe uğradıktan sonar Soğuksu çevresine otomobille kısa bir gezintide bukunmuş ve bu gerzinti sırasında , Köşkü görüp orada bir sure dinlenmiş ve köşkü çok beğenmiş…
1934 ve 1937 yıllarındaki Trabzon ziyaretlerinde de bu köşkte konuk edilmiş..Atatürk, 1937 yılında vasiyetnamesinin bir bölümünü bu konakta yazmış.
Atatürk’ün ölümünden sonar köşk kızkardeşi Makbule Boysan’a intikal etmiş..Onun dsa ölümünden sonra köşk, 17.4.1943 tarihinde,Trabzon belediyesince istimlak edilmiş ve o dönemde kullanılan eşyalarla dekore edilerek Atatürk müzesi olarak ziyarete açmış..
Bugün ise Atatürk köşkü (Belediye Halk Müzesi) olarak kullanılmakta yerli ve yabancı konuklarca ziyaret edilerek kent turizminde önemli rol oynamakta.

“KARAGÖL”…
Borçka Karagöl yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra fotoğrafçıların uğrak yerlerinden birini oluşturuyor. Ziyaret edenleri adeta büyüleyen gölün etrafındaki bitki örtüsü, yılın bu ayında dünyadaki cennetin bir göstergesi gibi. Kırmızı, yeşil, turuncu, mor, sarı, kahverengi ve bu renklerin tonlarındaki ağaçlardan, tertemiz göle, gökyüzüyle birlikte gerçekleşen yansımalar görenleri hayran bırakıyor.
Doğu Karadeniz’in cennet gibi yerlerinden sadece birisi Borçka’nın Karagöl’ü. Doğu Karadeniz’in cennet gibi doğası ile sizi büyüleyecek bu göl..Karagöl’ün etrafı ormanlık bir yapıya sahip. Belki bu yüzden Karagöl bu kadar güzel ve çekici…
Gölün etrafında yürüyüş yapmakta mümkün. Doğallığını bozmamak adına gölün etrafında araba yolu bulunmuyor. Patika yoldan gölün etrafını ortalama 30 dakikada gezebilirsiniz. Ben gölün etrafını 14 dakikada turladım..
Bu kadar güzelliğe sahip göle giderken büyük bir sorun bulunuyor. Macahel yolundan ayrıldıktan sonra 5 kilometrelik yok oldukça bozuk. Otomobillerle gidenlerin en büyük şikayetleri arasında bu kötü yollar bulunuyor. Göle çıkarken ya da inerken araçların altlarını vura kıra ilerlemeleri gölü görmeye gidenlerin keyfini kaçırıyor. Belki doğal güzelliklere zarar vermeme adına bu yolda genişleme yapılmıyor haklı olarak. Ancak en azından mevcut yol için düzgün bir sergi çalışması yapılabilir. Trabzon Uzungöl’den daha üstün özelliklere sahip doğa harikası bu gölün yolunun düzgün hale getirilmesi geleceğini turizmde gören Artvin için önem arz ediyor..
Borçka Karagöl ile ilgili birkaç bilgiyi sizlerle paylaşayım…
Borçka Karagöl ilçe merkezine 27 km uzaklıkta bulunuyor. Borçka-Camili (Macahel) karayolu üzerinde 7 km gittikten sonra, doğuya ayrılan toprak yolla 20 km gittikten sonra Borçka Karagöl’e ulaşılıyor. Göl, heyelan sonucu oluşmuş. 19. yüzyıl başlarında, bugünkü “Klaskur (Aralık) Yaylası”nın yakınlarındaki bir tepenin heyelan sonucu kayarak Klaskur (Aralık) Deresi’nin önünü kapatmasıyla meydana gelmiş.
Borçka Karagöl, anıt sayılabilecek çeşitli yaşlı ağaçlarlardan oluşuyor. Etrafında zengin bitki örtüsüne ve hayvan çeşitliliğine sahip gölde yöreye özgü kırmızı pullu alabalıkta bulunuyor. Ancak Milli Park sahası olması nedeniyle bölgede her türlü avcılık yasaklanmış durumda. Macahel Havzasında bulunan gölün yırtıcı kuşların göç yolu üzerinde bulunmasından dolayı yırtıcı kuşları özellikle göç zamanı görmek mümkün oluyor. Göl etrafındaki ormanlık alanda başta ayılar olmak üzere diğer yabani hayvan türlerine rastlamak da mümkün oluyormuş.. Göl fotoğrafçılığın yanı sıra kamp ve karavan turizmi için el verişli yerler arasında bulunuyor. Gölde yüzmek de yasak..

“SARP SINIR KAPISI”…
Sarp Sınır Kapısı, Karadeniz kıyısında, Türkiye ile Gürcistan arasındaki sınır kapısı..Bu kapıdan Gürcistan’a sadece pasaport ile geçilebiliyor. Geziyi dostlarınıza anlatırken, “Sarp Sınır kapısına kadar gittik!” demek için olsa gerek, bu sınır kapısına gelip de fotoğraf çektirmeden gidene pek rastlanmıyor. Biz de gecenin bir vaktinde ve şiddetli yağmur altında Sarp sınır kapısına gidip fotoğraf çektirerek geleneği bozmadık..Kalabalık günlerde meşhur tabelasının önünde fotoğraf çektirmek için bir nevi kuyruk oluşan ilginç sınır kapısı burası…Doğu Karadeniz’i geziyorsanız bu sınır kapısından günübirlik de olsa mutlaka geçmeli ve Batum’u mutlaka görmelisiniz..
Bir dostumdan yıllar önce duymuştum. “Artvin’e vali olacağına Sarp’a muhtar ol!” demişti. Neden acaba???…