YAKIN TARİHE KISA BİR BAKIŞ !…

Pazartesi, Ocak, 2012
527
Ana Sayfa ·Tarih Üzerine Çeşitlemeler ·YAKIN TARİHE KISA BİR BAKIŞ !…

AMERİKA HAYRANLIĞI VARDI BİR ZAMANLAR!…  
Türkiye’nin kalbini kazanmak için 1944 yılında vefat eden Washington Büyükelçimiz Münir Ertegün’ün kemikleri mezarından çıkarılıp bir tabuta kondu ve 1946’da Missouri zırhlısıyla İstanbul’a yollandı. 
Missouri zırhlısı bir simgeydi; Japonlar bu gemide kayıtsız şartsız teslim olmuşlardı.
Neyse, Missouri geliyor diye İstanbul’un Boğaza bakan binaları boyandı, genelevlerde kadınlar doktor muayenesinden geçirildi, çocuklara “on üç, on dört, on beş Amerika kardeş” tekerlemesi ezberletildi okullarda öğretmenlerince.  
Missouri gitti ardından gene çocuklara belletildiğince Marshall Amca geldi.
Tek Parti sonrasında da Amerika hayranlığımız artarak sürdü.
Faturası ne oldu bu kardeşliğin bize? 
Sayısal anlamda çok büyük, etkisi tartışılabilir, seçilmişi dört kez alaşağı eden bir ordudan tutun da hantal ve yeni yeni temizlenebilen bir montaj sanayi ve komşularına dahi yönelik tavrını Washington’dan gelen emirler çerçevesinde düzenleyen bir dış işleri, dış düşmana değil içteki düşmana (!) yönelik çalışan bir istihbarat kuruluşu  ve daha neler neler…
Toplumsal ve ruhsal etkileriyse yarattığı batı hayranı, sokakta türbanlı bir hanım gördüğü an “laiklik elden gidiyor!”  diye nara atan, her fırsatta Atatürk’ün arkasında saklanan,  bir ucube aydın güruhu…
***
KENDİ GEMİNİZ, BATIRIRSAN BATIR!…
1974 yılında Kıbrıs Savaşı’nda Kocatepe Gemisi Türk uçakları tarafından Yunan savaş gemisi sanılarak vuruldu ve batırıldı, 54 Türk askeri Türk askerlerinin ateşiyle şehit oldu.
Üstelik ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’i ‘Orada Yunan gemisi yok kendi geminizi batırıyorsunuz” diye uyardığı halde.
Ecevit, Kissinger’in bu uyarısına inanmıyordu, inanmaması için de haklı bir sebebi vardı: ABD Yunanistan’ı destekliyor, Türkiye’ye ise ambargo koyuyordu!
Henry Kissinger evinde uyuyor. Çalan telefon yanındaki uzatmalı sevgilisi Nancy’yi de uyandırdı.
Telefonun öbür ucunda Bülent Ecevit vardı.
“Türk bayrağı çekerek Kıbrıs’a giden Yunan savaş gemilerini durdurun yoksa batıracağız” dedi kızgın bir sesle.
Durumu istihbarata soran Kissinger ise bilgiyi doğrulamadı.
Ecevit telefonda ısrar ederken uyumaya çalışan Nancy, Kissinger’a “Kendi gemisi, batırırsa batırsın” diye bağırıp, yorganı kafasına çekiyor.
Bir rivayete göre de “Bırak şu aptal Türkler’i de uyuyalım” diyor.
Nancy’nin azarından sonra ısrardan vazgeçen Kissinger, `Sen bilirsin Bülent, batıracaksan batır’ deyince olan oldu.
O geminin kaptanı da 28 Şubat’ın ünlü komutanı Güven Erkaya idi.
Kissinger bu hikâyeyi anlattıktan sonra, “Olur böyle şeyler, biz de Vietnam’da kendi gemilerimizi bombalayıp batırmıştık” diyordu!
***
MUSTAFA KEMAL’İN İSMET İNÖNÜ İLE TARTIŞMASI VE İNÖNÜ`NÜN KAÇIŞI…
14 yaşında Çanakkale Savaşı’na katılan, Mustafa Kemal’in korumalığını yaptığını söyleyen, “Yaşayan Tarih”, 109 yaşındaki Celal Bostan, hatıralarını anlattı.
Mustafa Kemal`in yakın korumalığını yaptığını söyleyen Celal Bostan, Mustafa Kemal`in Dolmabahçe Sarayı`nda yaşadığı birçok olaya şahitlik etmiş. Celal Bostan, Mustafa Kemal`in İsmet İnönü ile tartışmasını, İsmet İnönü`nün eşi Mevhibe İnönü`nün dul maaşı almasını bakın nasıl anlatıyor…

1936 yılında ilginç bir olaya şahid oldum. Ahmet Ferdan isminde tüccarım var. Perde işini Ahmet Ferdan`dan aldım. Dolmabahçe Sarayı`nında, Mustafa Kemal`in içki içtiği salonun eski perdelerini değiştireceğiz.
Mustafa Kemal, gece ve gündüz içki içerdi. Ali Çetinkaya, (Meşhur Kel Ali) Osman Paksüt`ün dedesi. Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşa`nın yanında kafayı çekti. Ben de ekibimle beraber Dolmabahçe Sarayı`ndayız.
Hiç beklenmedik bir olaya tanık oluyorum. Mustafa Kemal, İsmet Paşa`ya “Malatya`nın ……” dedi. Tüyler diken diken oluyor.
Arkasından İsmet Paşa, “Bana bak, bana bak ……. …” diyor. İkisinin bu düellosundan sonra gün bitiyor. Akşam üzerine tatile geçeceğiz.
Mustafa Kemal, Mareşal Fevzi Paşa`yı çağırır ve kendisine, “Bugün size emir veriyorum. İsmet Paşa, Türkiye için mikroptur, yok edeceksin. Ya kellesini kesip getireceksin, göreceğim, teslim edeceksin, ya da kanlı gömleğini…” der.
O gün akşam Fevzi Paşa, İsmet Paşa`ya, “Paşa paşa üzerindeki gömleği çıkar” der. İsmet Paşa`ya bu telkini veren Fevzi Paşa, “Paşa tekrar ediyorum, gömleğini çıkar” der. Emir var… İsmet Paşa, “Ne yapmak istiyorsun Fevzi” der.
İsmet Paşa, gömleğini çıkarır. Fevzi Paşa, ekose gömleği yastığın içine geçirir, yastığın içine bir tane piliç koyar ve tabancasını alarak pilici öldürür. Kan ve kurşun yarası… Gömlek kana bulanır, iki de mermi izi vardır.
Paşa`nın kellesini almayı tercih etmez, bu taktiği kullanır.
Fevzi Paşa, Mustafa Kemal`e, “Emrinizi yerine getirdim” der ve kanlı gömleğini teslim eder.
“Leşini ne yapayım” der.
Gömlekte sağdan ve soldan yedi mermi izi…
“MEVHİBE İNÖNÜ DUL MAAŞI NEDEN ALDI?”
İsmet Paşa ne yapıyor?
“İsmet Paşa, Mustafa Kemal`le tartışmasının ardından Türkiye`den ayrılmış, mal ve paralarıyla taşınmıştır.
Fevzi Çakmak, 1936`da İsmet İnönü`yü İsviçre`ye kaçırır ve götürür.
10 Kasım 1938`de Mustafa Kemal hayata gözlerini kapadığı zaman, Fevzi Paşa, “Türkiye`de iradeyi ele al” der.
1936-1937-1938`de, Mevhibe İnönü, dul maaşı almıştır.
Bu olay sır olarak kalmıştır.”

Daha fazla anı için; http://www.malatyam.com/h-5000-b-yasayan-tarih-konustu.html
***

Hayat susarak güzel olsaydı, ağzımı bağlar ölünceye kadar susardım.
Hayatta konuşarak mutlu olsaydık mutluluktan bıkana kadar konuşurdum ama hayat öyle bişey ki;
Sustuğunda konuşmadın diye pişman eder, konuştuğunda ise susmadın diye kahreder…(Haluk Cangökçe)

Eğer söylenecek sözünüz varsa ekleyin..
Eğer söylenecek sözünüz yoksa sözleri okuyun..
Okumaya da zamanım yok diyorsanız..
O zaman PAYLAŞ ın birileri mutlaka okur…
***
Çeşitli Makale ve Yazılarım için:
http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”

Araç çubuğuna atla